28 Mayıs 2007

Dördü Birarada

DİKKAT UYARI: BU YAZIDA ÇOK RESİM VAR!...

Dördü Bir Yerde

Witch Kızlalarının hepsinin buraya sığmadığına üzüldüm aslında. Diğer üçünün de belden aşağısı hazırdı nasıl olsa.
Kayıp balık Nemo ve arkadaşı aptal balık artık bulundu
Üçü yedi biri ise beş yaşına bakacak dört tane küçük yaramazın doğumgünlerini birlikte kutlamaya karar vermesi ve tek bir pastanın yeterli olacağını ailelerine bildirmeleriyle başladı bu pastanın macerası da. İkişer ikişer kardeş olan üç erkek ve bir kızın bu pastasında kahramandan bol bir şey yok elbette. 4 kahramanı bır de witch kızlarının 5 kisiden oluştuğunu düşünürseniz 8 kahramanı bir pastaya taşımak fikri bayağı korkutucuydu. Allahtan witch kılzarından sadece ikisi sığdı pastaya diyerlerinden yırtmış oldum. Nemo burada, Witch kızları burada, spiderman ve batman da görev başında. Bu pastayı tasarlama aşamasında netteki bir çok bu konularla ilgili pastayı gezdiğimi söyleyebilirim. Hepsi ile ilgili çok güzel örneklere rastladım ama witch kızlarının pastasını bulamadım. Yoksa bu konuyla ilgili ilk ve tek pastayı ben mi yaptım bilemeyeceğim. Aslında Melis witch kızlarını istiyorum diyene kadar bu tiplerle hiç bir tanışıklığımız yoktu, isimlerini duymuştum ama neye benzediklerini netteki fan siteleri sayesinde öğrendim. Bir de meğerse Jetix de oynuyor ve benim kzımda seyrediyormuş ama benim haberim yokmuş. Zaten oğlum olmadığı için benim diğer karakterlerle de filmlerini seyretmek dışında bir ilgim yoktu. Ama bu pasta yapım sürecinde kendileri hakkında bayağı bilgi sahibi olduğum gibi oyuncakçılarda da arandım durdum. Nemoyu buldum da spidermanin bu aralar siyah hali meşhur olduğu için mevcutları beğenmedim. Batmanin ise oyuncakçılar için modası geçmiş anlaşılan esamesi okunmuyor.

Amacım spidermani tırnanırken yaptığı pozisyonda göstermekti ama Görkem'in yorumuna göre daha çok sürünüyor gibi olmuş:(


Gecelerin kahramanı Yarasa adam biraz yorulmuş biraz bezmiş mi ne? Yoksa Kedi Kadını mı bekliyor?

Her zamanki gibi pastanı yapılışı ve şeker hamuru ile kaplanışı stresli ama dekorasyon kısmı çok zevkliydi. Pasta gerçekten çok büyük oldu. Hamuru kaplamak için ölçtüğümden ölçüleri bile aklımda 52 cm e 36 cm bir pasta. O kadar ağır oldu ki taşırken kırılmaması için 3 kat altlık kullanmak zorunda kaldım. Pandispanyasını buradaki gibi portakallı kek ile yaptım, bunun için iki tane kek pişirip bir kısımlarını kesip kalanlarini birleştirdim. Kreması bol çikolatalı bu kremadan oldu. Ara katlarda da sadece çikolata vardi. Lezzetli olduğu söyleyebilirim, hem bugun pastayı yiyenlerin bana söylediklerinden hem de keklerin kalanlarından kendimize de minik bir pasta yapıp yediğimizden.


Görkem ne dersin ben ençok spiderman ile Nemoyu beğendim. Özellikle benim gibi renklere tutkun birinin Nemonun o canlı deniz manzararısından hoşlanması da kaçınılmaz
zaten.



Şu mahçup bakışı ne kadar da sevimli afacan Nemo'nun




Zavallı Batman bence en başarısız karakterdi ama en azından bir bakışta kim olduğu anlaşılıyordu.







Buradan Melis'in, Bora'nın, Sinan'ın ve Kerem'in yeni yaşlarını yürekten kutluyorum.

Sağlık Dolu Italyan

Gene cocuklara daha cok sebze yedirebilmenin arayışları beni bu pizzaya ulaştırdı sebzeli hamburgerden sonra. Yoğun bir günün ardından pek te yemek yapmaya hevesli olmadığım bir gün, pratik olması bakımından (elbetteki dolabınızda hazır pizza tabalarının olması durumunda yoksa hamuru da yapmak bayağı zahmetli) da tercih edildi pizza akşam menümüz için. İyi de ser de annelik de var ya fast food da iyi değil ya o zaman bu işi daha sağlıklı hale dönüştürmek gerekliydi. O yüzden çabuk tarafından bir tavuk haşlanmak üzere düdüklüye konuldu. Bir yandan da brokoli ve karnıbahar robotta beraberce çekildi, kenara ayrıldı. Sonra Bir kaç domates, soğan, maydanoz ve 1 diş sarımsakta robotta suyu çıkana kadar parçalandı ve zeytinyağı konulmuş bir tencere de suyunu çekene bir sos kıvamına gelene kadar pişirildi. Bu arada içine önceden çekilmiş brokoli ve karnıbahardan da eklendi. Pişen tavuğun etleri parçalara ayrıldı. Bu arada pratik olsun fazla uğraşmayayım diye giriştiğim pizza işi beni uzun süre mutfağa bağladı. Hazır mis gibi tavuk suyu ve etleri varken çorba yapılmadan geçilmez değil mi? Üstelik parçalanmış brokoli ve karnıbaharlarda bir köşeden göz kırparken. Durun durun konuyu dağıttım da dağıttım. Aynen olayı yaşadığım günün akışıyla yazıyorum yazıyı da ondan olsa gerek. Nerde kaldık tavuklar hazır, karnıbahar brokoli hazır, tamam işte sos ta pişti. Hazır pizza tabanlarının üstüne bu sos paylaştırıldı, üzerlerine şu meşhur çekilmiş karnıbahar ve brokoliler dağıtıldı ki kamufle olsunlar malzemenin altına. Üstlerine tavuk, zeytin ve mısır, bir kısmına da tavuk yerine pepperoni (olur da bizim bayan tavuklusunu yemem diye tutturursa). Üstüne de peynir olarak kaşar kalmadığını son dakika farkettiğim için dolabın derinliklerinde bulduğun Hellim peynirinden rendelendi, birazda Permasan. Kısa sürede pişmiş ve yemeğe hazır hale gelmişti fakat o ne Ezgi uyumus kalmış, uyandırmak mümkün değil akşamüstüde bir şeyler yediği için bıraktım uyusun. Eee ben de diyetteyim ucundan tattım sadece. Bu durumda bizim sebzeli pizzalar yetişkin olan ve sebzeyle hiç sorunu olmayan diğerlerine yaradı. Allahtan ertesi günü Ezgi tarafından da yendi de ben de amacıma ulaşmış oldum.
Biliyorum biliyorum altı üstü pizza tarifi verecektim bir akşamlık mutfak maceramı anlattım çıktım. Olsun sanırım yapmak isteyenlere bir fikir vermiştir. Ama vaktiniz varsa siz pizzayı bir de hamurunu kendini açarak buradaki gibi deneyin.

19 Mayıs 2007

Kurabiye Ye#22 (Elif)

Çikolata tadında pembe kurabiyelere ne dersiniz?..
Bu kurabiyeler temasından da gayet net anlaşılacağı üzere anneler günü vesilesi ile yapıldı.. Maalesef sıcağı sıcağına yayınlayamadım bi türlü. Ablam Nükhet' in uyarısı ile bugün Kurabiye Ye etkinliğinin son günü olduğunu öğrendim ve ucundan kıyısından bende yer almak istedimm:)
Kurabiyemin tarifi 2006/05 Lezzet özel sayısından. Çikolatadan vazgeçemeyenlere önerebileyeceğim bir lezzet.
Malzemeler :
60 gr bitter çikolata
120 gr damla çikolata
30 gr tereyağ
1 su bardağı toz şeker
2 yumurta
2 çay kaşığı vanilya
Alabildiği un
Bitter , damla çikolata ve tereyağını benmari usulü eritin .Şeker , yumurta, un ve vanilyayı ekleyip iyive yoğurun. Ele yapışmayacak ve merdane ile açılabilecek kıvamda olmalı.

Hamuru unlanmış tezgaha alıp yarım cm kalınlığında açın . Orgınal tarıfınde dıkdortgen parçalar kesip pişiriyor ve üzerine pudra şekeri ile servise sunuyor. Ben günün anlam ve önemine uyması açısından kalp şeklinde kestim. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında üzerine yağlı kağıt koyulmuş tepsi içerisine dizerek 10 dak pişirdim. Immmh.. Mutfağı saran çikolata kokusunu kelimelere dökemiyorum maalesef:))

Diğer taraftan pastaland dan hazır aldığım pembe şeker hamurunu merdane yardımı ile açtım. Bu benim ilk şeker hamuru denememdi. İlk kez tanıştım kendileriyle oyuzden hamuru açarken bir tedirginlik vardıı malum.. Neyse korktuğum kadar değilmiş. Ve aynı kalp şekillerinden de kurabiye sayısı kadar pembeler elde ettim. Hafif ılınan kurabiyelerin üzerine çok az suda çözündürülmüş pudra şekerini fırça yardımı ile sürdüm ve hemen üzerlerine de pembe kalpleri oturttum. Beyaz şeker hamurundanda kalplerin üzerlerine birer inci ve birer kurdele yapıp şekillerin sertleşmesini bekledim. İşte kurabiyeler hazır...

Ama bu kurabiyeler şirketteki kızlarla düzenlediğimiz hemen ertesi sabah ki brunch a sürpriz olarak gidecekti ve bunlara birerde ambalaj gerekliydi. Çekmecede uzun süredir içine tavuk gireceği hayaliyle duran fırın pişirme poşetleri gayet parlak ve jelatin havasındaydı. Dikiş kutusundaki mor ve krem kurdelelerimde nihayet işe yarayacaklardı sonunda..
Ve sonuç... İlk şeker hamurlu kurabiyelerim gayet başarılı idi. Hem göze hem damağa... Daha çok nişan kurabiyeleri gibi dursadaa ... geçte olsaaa... herkesın anneler gününü sevgiyle kutluyorum..
Pembe gönülleriniz ....
hep çikolata tadında olsun.......::))

18 Mayıs 2007

Kurabiye Ye#22 (Nükhet)

Bu ayki etkinliğimizi ev sahibesi Yemek Şenliğinden Hülya, Hülya'ya tariflerin tanziminde kolaylıklar diliyor ve sabırsızlıkla birbirinden güzel tarifleri bekliyorum.

Benim etkinlik tarifim ise Meyveli Kurabiye;

1 pk tereyağ
1 sb pudra şekeri
1 yumurta
1 vanilya, 1 kabartma tozu
Alabildiği un
8-9 kuru kayısı
5-6kuru incir
1 avuç kuru üzüm
2 kaşık badem tozu

Çikolata sosu için;
yarım paket süt kreması
100 gr bitter çikolata
1 kaşık tereyağ
2 kaşık badem tozu


Yumuşatılmış margarin ile elenmiş pudra şekerini iyice karıştırın, sonra yumurtayı ekleyin karıştırmaya devam edin. Yıkanmış ve küçük küçük doğranmış meyveleri de koyun. Badem tozu, vanilya, kabartma tozu ve unu ilave edin. Karışım kaptan ayrılacak, yapışmayacak kıvama gelene kadar un eklemeye devam edin. Sonra da istediğiniz şekli verip orta ısılı fırında pişirin.
Ben bu sefer değişiklik olsun diye hamuru tart kalıbında pişirdim. Hamurun birkısmına da file badem koyup öyle yerleştirdim. Nasıl bir farklılık yaratabilirim derken de bir kısmının üstüne çikolata sosu yapmak geldi aklıma. Kaynama kıvamına kadar ısıtılmış kremaya içine çikolataları koyup erittim sonra teryağı ekledim ve gene badem tozu. Fırından çıkardığım kurabiyelerden bir kısmının üzerine döküp dolaba koydum. File bademlileri sade bıraktım, diğerlerinin üzerine de pudra şekeri serptim. Çikolatalılar elbetteki çikolata seven bana çok daha iyi geldi ama küçük kızım da sadesini elinde dolaştırıp hem yedi hem de ortalığı mahvetti.
Bir şey daha eklemek istiyorum. Buna kurabiye diyemem ama konuyla alakalı diye yazmadan duramadım. Kalan çikolatala sosum ile derin dondurucuda önceki pandispanyaların tıraşlamalarından kalan bir miktar portakallı keki ufalayarak karıştırdım, gene badem tozu ekledim. Biraz dolapta bekletip çıkardım ve top yapıp hindistan cevizine buladım. Sonra dolapta dondurduktan sonra tadına baktım, harika bir şeydi aklınızda olsun.

16 Mayıs 2007

Bahçe İçinde

Biz geçenler de Ezgi ile çok hoş, çok güzel, çok sevimli bir minik genç bir bayanın doğum gününe davetliydik. Neşe içinde çocuklarla dolu bir parti de biz de çok iyi vakit geçirdik. Doğum günü kızımız hem bahçeyi hem de kitapları çok sevdiği için bu şekilde bir tema geliştirdik.Ama burada bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum. Geçen doğumgünlerindeki pastalar fazla kız işi olduğu için erkek arkadaşlarının hiç hoşuna gitmemiş ve yemeyi reddetmişler. O yüzden o da hassasiyet gösterip pasta da bir de erkeğin bulunması konusuna çok özen gösterdi. Eh ben de işin içine biraz muziplik katmak isteyince kucağındaki kitabı okumak yerine kızımıza çaktırmadan bakmaya çalışan bir minik delikanlı çıktı ortaya.
Görkem'in pastayla ilgili yorumu, özellikle tavşan figüründen sonra Destina harikalar diyarında olsun bu pastanın ismi oldu. Gaza gelip bir ara Humpty Dumpty de yapacaktım ama abartmanın iyi bir şey olmayacağına karar verdim.


Bu pastayı da çok eğlenerek yaptım. Pasta süslemesi ile ilgili yaşadıklarımı kısaca anlatacak olursam
**Kitapları ve hayvan figürlerini bir gece önceden hazırladım.
** Hayvan figürleri için Carol Deacon'nun kitabından yararlandım.


**Kızın elbisesi elbette Ezgi'nin özel isteği doğrultusunda pembe oldu.
**Taşlarımız minik çikolata şekerlerden
**Toprağımız rendelenmiş çikolata
**Su birikintimiz mavi royal icing
**Aslında hesapta patika yoktu ama şeker hamurunu iki parçada kapladim ve aradaki ek yerini kamufle etmek için patikayı kullandım
**Oğlanın dayandığı palmiye sanırım biraz ağır olduğu için stabilite sorunu oldu, orasına burasına taşlardan koyarak devrilmesini engelledim
**Bu pastayı yaparken Ezgi de hafifi kıskançlık belirtileri görildiği için ona da minik bir pembe barbie pastası yaptım. Pekte iyi oldu bir yandan süslemeyle uğraşırken bir yandan da pastayı mideye indirdim. Destina ve annesi Yonca çikolataya çok düşkün olduğu için pandispanyası kakaolu içi parça çikolatalı, badem krokanlı ve fıstıklı oldu. Pandispanya Emel Başdoğan'nın pandispanyası, kreması ise benim klasik kremam Aslında yeni kremalara yelken açmanında zamanı geldi de geçiyor bile..

Böylece bir pasta daha düşünüldü, kotarıldı ve hatta yenildi bitti bile. Geriye de güzel bir iş yapmanın o hoş mutluluğu ve bu resimler kaldı. Ben de bu resimleri ve pastadaki detayları paylaşmak isterdim sizlerle belki işinize yarar bir gün diye.

Güzel yüzlü, güzel bakışlı Destina; inşallah o mumları üflerken tutmuş olduğun tüm dilekler gerçek olur senin de yüzün hep güler. Çok çok mutlu bir yıl geçirmeni diliyorum ben de şu an şurada mum üflemesem de. Ah bir şey daha dilemeliyim senin için annen gibi neşe dolu, kocaman yürekli bir kadın olmandır o da.

15 Mayıs 2007

Besleyici Bir Kahvaltı

Aradan iki gün geçti ama geçte olsa anneler günümüz kutlu olsun. Hem uzakta olduğum annemi sevgiyle kucaklıyorum hem de kızları tarafından sevgiyle sarmalanan ben etrafımdaki tüm annelere, anne adaylarına, potansiyel annelere sevgilerimi yolluyorum.
Madem gündemimiz annelik, anneleri çok ilgilendiren çocuklarının doğru beslenebilmesi için yapılan binbir çabaya katkı olabileceğini düşündüğüm bir tarif eklemek istedim ben de. Muhtemlen bir çoğunuz zaten biliyor ve yapıyorsunuz, bir kısmınızın ise çok basit olduğu için belki aklına bile gelmeyen bir kahvaltı bu çikolatalı omlet. Yapımı pratik, hızlı ve gerçekten yanında sütle bir kahvaltıda olması gereken herşey var içinde.
Normalde Ezgi yumurtadan pek hoşlanmaz, haişlanmış yumurtanın yenmesi bizim için ev de her zaman sorun olmuştur. Hafta içi ben çalıştığım Ezgi de sabah çok erken okula gittiği için öyle uzun kahvaltı seanslarımız olamıyor. Hafta içi bir iki gün yumurta seansı yapmaya çalışsam da pek verimli geçtiği söylenemez. O yüzden haftasonu kahvaltılarında o ya da bu şekilde mutlaka yumurtalı bir şeyler oluyor bizim evimizde. Bu omlette sık sık yaptığımız bir çeşit. Aslında kendimize yaptığımıza asla çikolata sürmüyorum, bir kere yumurta ve nutella ikilisini düşünmek bile içimi kaldırıyor ama çocuklar hiç öyle düşünmüyor. Üstelik ağzına normalde çikolata sürmeyen bırakın kokusuna bile dayanamayan bizim hanım kendi isteğiyle oluşturdu bu nutellalı omleti. Herneyse ben sazı elime alınca kolay bırakmam o yüzden kolay tarafınden anlatayım bu omleti size.
Tarif göz kararı artık ayarlarsınız siz kafanıza göre. 4 kişilik bir kahvaltı için;
En az 4-5 yumurta
1 çay bardağı kadar süt
2-3 kaşık un
labne ve/veya beyaz peynir/ya da herhangi bir çeşit peynir
maydanoz ya da dereotu ya da semizotu ya da hiçbiri
tuz
Ben tüm malzemeyi robotta güzelce karıştırıyorum. Eğer yeşillikleri de koyarsam sonunda yeşil bir karışımım oluyor, istemiyorsam onları sonradan küçük küçük kıyırak koyuyorum. Bu arada bir yandan da kahvaltı sofrası hazırlandığı ve herkes yumurtalar için sabırsızlandığı için iki teflon tavayı da ateşe koyup içine biraz tereyağı koyuyorum. (Bu miktarda malzemeden ortalama 3-4 omlet çıkarıyorum) Ve örneğin dörtte bir karışımı tavaya koyup üzerine kapak kapatıyorum. Bir kaç dakika sonra kapağı kaldırdığımda omlet tavadan fışkıracak kadar kabarmış oluyor, bir spatula ile altını kontrol edip piştiyse omletı ters yüz ediyorum ve kapağı kapatıyorum.
İşte bu aşamada bu omleti Ezgi için yapmıyorsam kapağı yeniden açıyorum ve omletin yarısına rendelenmiş kaşar koyuyorum diğer yarısını da üstüne kapatıyorum, altını kapatıp bir dakika kendi sıcaklığında kaşarların erimesine izin veriyorum. Ve işte servise hazır.
Ezgi için ise omlet henüz sıcakken üzerine nutella sürüp rulo yapıyor ve birer yudumluk kesiyorum. Haspam bazen kesilmesin istiyor öyle yiyecekmiş o yüzden aman siz mutlaka danışın bızdıklara servis konusunda. Bazen ona da kaşarlısından yapıyorum ama gene çikolata sürüyorum. Çikolataların arasından kaşarlar görününce hoşlanmıyor ama idare ediyoruz.
Bu çok basit omleti aslında servis yapacağınız malzemelerle çeşitlendirebilirsiniz. Biraz krep biraz omlet arası bir şey. Krepide benzer şekilde daha az yumurta daha çok süt ve unla yapıyorum zaten. Bir de peynir ve yeşillik koymuyorum.
Belki bu hafta sonu sizde bizim gibi omlet yersiniz, ne dersiniz?

08 Mayıs 2007

50'ler ve 60'lar

2007 yılındayız ama biliyor musunuz ben ne zamanlardır 1950 ler ve 1960 larda yaşıyorum hayal aleminde. Her şey Sevgili Ayşen'nin ben den eşi ile birlikte kutlayacakları doğumgünleri için 60 lı ve 50 yılları tema alan doğumgünü pastaları yapmamı rica etmesiyle başladı. Fikir harikaydı, bunun pastasını yapmak heyecan vericiydi ama bir o kadar da nasıl yaparım nasıl altından kalkarım sorularıyla dolu günler geçirmek demekti. En uzun kısmı nette ve kitapçılarda o yıllarla ilgili araştırma yapmaktı. 50 li yılları daha çabuk çözdüğümü söyleyebilirim. O yıllara ait spor bir araba yapmayı planlarken tam da o yılların koleksiyonuna ait iki araba buldum carrefourda. Tamam bu işi çözmüştüm de 60 lı yılları ne yapacaktım. O yıllar hem bana hem de çevremdeki insanlara o dönem kıyafetlerini düşündürüyordu. Bir çok eski resim baktım, netteki siteleri inceledim, Sevgili Burçin ve Nur'da bana gönderdikleri resimlerle kafamda yavaş yavaş bir şeyler oluşmasına katkıda bulundular. Bir de 60 yıllardaki televizyonlar, radyolar, telefonlar, plaklar ve pikaplar, puantiyeli mayolar, geniş çerçeveli gözlükler de model oldular bu pasta da bana. Çok zevkliydi hangi kıyafetlerin pastaya taşınacağına karar vermek ama pek kolay olmadı düşündüğüm şekilde oraya yansıtmak. Gene de hafif bir nostalji havası çıktı ortaya sanırım. Bu pastanın hazırlanması aşamasında bize gelen genç bir arkadaşımıza bu pasta ne pastası sence dediğimizde eski yıllara ait gibi gözüküyor dedi en azından.


Bu pastayı meyveli yaptım, pandispanyasını buradaki tariften miktarı arttırarak uyguladım. Farklı olarak yumurta sarılarını ve beyazları ayrı ayrı çırpıp dığer malzemeyi ince sarılarla karıştırıp sonra beyazlara ekledim. Krema olarak gene mascarpone, süt kreması ve pudra şekeri ile hazırladığım kremayı kullandım. Ara katları çilek şurubuyla ıslattım, bir katına muz, kiwi ve şeftali koydum, diğer katında frambuaz kullandım. Bebekler için önceden evdeki bebeklerden alçıya bir kalıp çıkardım ve sonra o kalıpla yüz ve gövdelerini hazırlayıp kendi 60 lı yıllar kreasyonumu giydirdim.
Oldukça uzun süren, beni zorlayan bir işlem süreci geçirdim ama ortaya çıkan görüntüden memnun oldum sonuçta. Bir çok detay çok acemice de olsa bir dahakine nelere dikkat etmem gerektiğini öğrendim. Böylee ben de 60 lı yıllardan çıkıp günümüzün 2000 lerine dönebildim.
Tabiki 2000 lere dönmeden önce 50 leri de ziyaret ettim; başımdaki uzun pembe eşarbım, boynumda uzun incilerim, gözüm de kocaman gözlüklerim ile kendimi rüzgarın o tatlı ürpertisine bırakarak çok zevkli bir araba yolculuğu yaptım. Hayallerimi bir yana koyarsak dikdörtgen pişirdiğim bu pandispanyayı araba boyutlarında kesince ikinci bir araba için de daha küçük bir parçam oluştu onu mu yapsam bunu yapsam diye düşünüp durduğum iki modeli birden yapıverdim. Bu pastam yoğun çikolatalı oldu, bir katı çikolata parçalı ve tarifini Hanimişten aldığım bademli krokanlı diğer katı ise frambuazlı oldu. Bu sefer yukarıdaki kremaya az pudra şekeri eritilmiş bir sürü çikolata katarak çikolatalı krema yaptım. Keklerin içini kremaladıktan sonra üstte krema sürme aşamasına geçmeden önce kekleri traşlayarak, ortasını oyarak istediğim şekli verdim, bazı yerlere marzipan takviyesi yaptım. Sonra kremalarını sürerek dolapta beklettim.
Süsleme aşaması da yapımı da tahminimden daha kolaydı. Yalnız iki noktada hata yaptım onu da paylaşmak iştiyorum ki siz de yapacak olursanız dikkat edin. Arabaları kapladıktan sonra üzerlerindeki çizikleri yapmak için hamuru kurutmadan yani henüz kaplamışken yapmak çok daha iyi olurmuş. Ben bir iki saat sonra yaptığım için o ince çizgi efektlerini yaparken hamur bazı yerlerden çatlama eğilimi gösterdi, kurumadan olsaydı başıma gelmezdi sanırım. Bir de benim ilk katım frambuazlıydı ve tekerlerk oyuklarını açınca oradaki frambuaz o o yuklardan hafifçe taşıp o bölgedekş şeker hamurunu hafifi ertitti. Ama şansıma daha iç bölgede kaldığı için pek belli olmadı, demek ki bu tarz bir meyce şeker hamuru için iyi değilmiş bundan sonra daha dikkat edilmeye karar verildi. En zorlandığım kısım arabanın iç aksamıyla uğraşmak oldu. Üstü kapalı bir araba yapsaydım daha rahat olurdu sanırım.

Evett bu kadar eski yıllardan bahsettikten sonra siz de o zamanlara bir uzanmış gibi oldunuz değil mi?

Ayşencim sana da eşine upuzun, mutlu, sağlıklı ve bu pastalar gibi tatlı ve eğlenceli bir ömür diliyorum.

06 Mayıs 2007

Asmada Somon

Bu bloğu hazırlamaya başlamadan önce oldukça tutucu denebilecek bir damak zevkim vardı. Daha doğrusu sorun damak zevkimde değil değişik şeyleri denemeye şüpheyle yaklaşan yanımdaydı. Ama artık kendimi yeni lezetlere başka tatlara çok daha açık hissediyorum, deniyorum ve yeni yemekler öğreniyorum. İnanın bu konuda hem kendimle gurur duyuyorum kendimi aştığım için, hem de bunu sağladığınız için minnet duyuyorum hepinize karşı.
İpekçim daha iki gün önce verdi aslında bu harikalar harikası somonun tarifini. Eski zamanlarda olsa, biri bana asma da somon var dese çıldırmış gibi bakardım onun yüzüne. Ama şimdi bu özel lezzetle beni tanıştırdığı için İpek'e kocaman teşekkürlerimi ve sevgilerimi iletiyorum. İşte tam da bu nedenden olurda hala Acemi Aşçıyı ziyaret etmediyseniz ya da zaten müptelasısınız ama bu tarifi denemeye henüz fırsatınız olmadıysa mutlaka pişirin, yiyin herkese öğretin diye ben de dikkatinizi çekmek istedim.
İpek'in o güzel anlatımıyla tarifi gidin orjinalinden alın diyorum hem de resimleriyle. Ama ben gene de kısaca burada da bahsetmek istiyorum ki benim de tarif defterimde yerini alsın.
İpek'in yazdığı gibi ben de markette norveç somonu buldum, (hoş başka nerelerin somonu da olur bilmiyorum ya) üstelik defne yaprağıda buldum hiç umudum olmamasına rağmen, ee zaten asma yaprağım vardı, ama gel gör ki limon kalmamış, onu da komşudan temin ettim.
Somon filetoyu asmanın içine sığacak büyüklükte kestim, asma yapraklarının ikisini üçünü yanyana koydum, somonun üstüne bir defne yaprağı ve bir dilim limon koyup, birazda tuz serpip sardım. Fırçayla yaprakların altına üstüne zeytinyağı sürüp fırın ızgarasına koydum ve ızgara ayarında ters yüz ederek pişirdim. Sofraya getirdiğim ve ilk çatalı aldığım zaman hiç beklemediğim bir lezzetle karşılaştım. O dakika sofradan kalkıp bu postu yayınlamak hepinize haber vermek istedim aslında.
İşte bu kadar beğendim, bu kadar şiddetle tavsiye ettim size de yapmaktan başka bir şans bırakmadım.

03 Mayıs 2007

Lila'nın Pastası

Akşam Menüsü iyice pastalara bulandı biliyorum ama çok severek yaptığım bu pastaları paylaşmadan başka hiç bir tarif koyamayacağım buraya. O yüzden beni mazur görün ve Sevgili arkadaşım Demet'in kızı Lila'nın okuldaki doğum günü partisi için yapılan bu pastaya bir gözatın. Güzel, şirin ve sevimli küçük bir prensen için yaptım ben bunu. Annesine pembe ve çiçekli pasta
istiyorum dediği için pastacının yaratıcılığını onun yaptığını söylemek istiyorum. Nice mutlu yıllara Lila'cım.
Pastayı daha çok çocuklar yiyeceği için pandispanyasını çikolatalı, içini de çilek, muz ve kiwiden oluşan meyvelerden yaptım. Kreması da mascarponlu beyaz kremaydı. Başka da verilecek bir detay yok zaten. Çiçeklerle çalışmak gene çok zevkliydi, bu zarif hanımı yapmakta. Pastayı yaparken hep Ezgiyi düşündüm sabah gördüğünde bayılacak diye. Bir kere pembe ve kelebekli olması yeter zaten. Aynen tahmin ettiğim gibi bayıldı, başkasına gideceği için biraz bozuldu ama gideceği arkadaşını duyunca hemen mutlu oldu. Ona da böyle bir pasta yapmalı yakın zamanda.

Bu arada pasta yapmaktan keyif aldığımı daha önce söylemişmiydim?