30 Eylül 2007

Çikolatalı Bademli Kek

Son zamanlarda o kadar yoğunum ki ne yeni tarifler ekleyebiliyor, ne diğer blogları ziyaret edebiliyor ne de gelen güzel mesajlarınıza cevap yazabiliyorum. Ama bugün yeni yemek bloğu sahiplerinden sevgili Işıl'dan gelen bir şeyler ekleyin çağrısı üzerine bir fırsat yaratıp ailece çok beğendiğimiz bu tarifi yayınlıyorum.

Her ne kadar işte çok yoğun olsam da akşam mutfağımda yeni denemelerim tüm hızıyla devam ediyor. İşte bu sağdaki kitap ta yeni edindiğim ve içerisindeki her şeyi yapma isteği ile yanıp tutuştuğum harika bir kaynak. Kitapla ilgili detayları buradan alabilirsiniz.
Öyle böyle değil tam anlamıyla bir badem deposu olan bu kekin tadı aslında hepimizi çok şaşırttı. Kekindeki badem tadıyla, kremalarının farklılığıyla gönül rahatlığı ile hatta biraz da şiddetle tavsiye ederim.


Keki için;
50 gr bitter çikolata
200 gr marzipan
200 ml süt
115 gr kekun (self raising)
2 yumurta
75 gr light muscovado şeker (sanırım bulunamadığı durumda esmer şekerde yeterli olur)

Ara Kreması için;
115 gr çikolata (ben gene bitter kullandım)
50 gr tuzsuz tereyağ
2 yumurta

Üst kreması için; (Ganaj)
150 ml süt kreması
150 gr bitter çikolata
File badem

1-Öncelikle keki yapmaya başlamadan fırını 180-190 dereceye ısıtalım, 17 cm lik kare kalıp ya da 18 cm lik yuvarlak kalıbı yağlayın tercihen kalıbı pişirme kağıdı ile kaplayalım.

2-Çikolata, marzipan ve sütü bir sos tenceresine koyun ve ısıtalım. Sürekli karıştırarak marzipanın ve çikolatanın erimesini sağlayalım. Karışım kaynamadan önce ocaktan alıp ve malzemeleri iyice karıştıralım.

3-Başka bir kaba unu eleyelim ve içine çikolatalı karışım ile 2 yumurtanın sarısını ilave edip ve çırpıalım.

4-Yağsız başka bir kapta da yumurtaların beyazlarını iyice sertleşene dek şekerle çırpalım ve çikolatalı karışıma ekleyelim. Kaşıkla, çırpılmış beyazları söndürmemeye çalışarak karıştıralım.

5-Karışımı yağlanmış kalıbımıza döküp 45-50 dakika pişirelim. Pişince çıkarıp tel üzerinde soğutalım.

6-İç kreması için; çikoltayı tereyağ ile beraber küçük bir sos tenceresinde düşük ısıda eritelim. Ocaktan alınca çırpılmış iki yumurta sarısını da sıcak çikolataya ekleyip karıştıralım. Gene yağsız bir kapta yumurta beyazlarını ya da pastorize yumurta beyazını sertleşene dek çırpıp kremaya ilave edelim.

7- Soğuyan kekin üzerinde eğer kubbeleşme varsa keselim, sonra da enine iki kata ayıralı. Tıraşlanan kısmı pastanın tabanın tabanı olacak şekilde tabağa koyalım. Araya kremamızı sürerek ikinci katı üzerine kapatalım.

8- Üst ganajı içinse; süt kremasını kaynama noktasına gelmeden ısıtalım ve içine çikolata parçalarını koyarak eritelim. Karışımı önce oda ısısında bekletelim sonra kekin üstüne ve kenarlarına sürelim. Ama ganajın kıvamı oldukça akıcı olduğu için biraz sıvadıktan sonra hem pastayı hem de kalan ganajı dolaba koyup yarım saat bekletelim. Yarım saatin sonunda kalan ganajı da pastanın üzerine sıvayıp kaşığın tersiyle resimdeki gibi yollar yapabilirsiniz ya da kremayı düzleştirebilirsiniz.

9-Son aşama ise file badem. Bir miktar file bademi yağsız teflon tavada ya da fırında hafifçe kavuralım. Sonra da pastamızın kenarlarına koyalım. Daha önce hiç denemediğim için bademi bu şekilde yapmanın bu kadar lezzet verebileceğini bilmezdim. Zaten kalan bademlerin bir kısmı yapım aşamasında benim tarafımdan kalanı da Ezgi tarafından mideye göderildi. O yüzden bademleri fazla fazla kavurmayı unutmayın.

Önemli Not: Eğer marzipanı hazırolarak bulamıyorsanız şuradan Pastacı tarifini kullanabilirsiniz. Buradkimarkette rahatlıkla bulabildiğim için ben hiç kendim yapmayı denemedim.

16 Eylül 2007

Ye#26 Ispanak Salatası

Sevgili Serpil'in evsahipliğinde yapılan Ye#26 Aperatifler ve MEzeler etkinliği için geç kalmış olsam da ben de bir tarif yayınlamak istedim. Tarif arkadaşım Ayşen'e ait olup ben sadece yeme ve uygulama mutluluğuna ermiş bir kişiyim.

Ispanak Salatası
Paketlerde de satılan minik ıspanak
1 avuç kurutulmuş domates
Çekirdekleri çıkarılmış zeytin
Cherry domates

Sosu için:
Zeytinyağı, nar ekşisi, balsamic sirke
Üstüne; ceviz ve permesan rendesi

Ispanaklar güzelce yıkanır ve kurutulur, küçük oldukları için doğranmaz. Kurutulmuş domates bir süre sıcak suda bekletilir. Zeytinyağı, nar ekşişi ve sirke uygun miktarda karıştırılarak sos hazırlanır. Ispanak, domatesler (kuru ve diğeri) ve zeytine sos ilave edilir, yaprakların heryanı ıslanana kadar, fazla hırpalamadan karıştırılır. Ceviz ve parmesan peyniri ilavesi ile servis yapılır.

Sarımsaklı Ekmekler

Sarımsaklı ekmeklerin de iyi birer aperatifler olacağını düşünerek, bu güne kadar evde denememişler için kısaca anlatayım.

EKmekler dilimlenir fırının ızgara kısmına dizilir. Ben baston ekmek kullandım, minik minik olsunlar diye. Kızaran ekmekler fırından çıkarılarak sıcakken elimize aldığımız bir diş sarımsak sürtmek suretiyle sürülür. Ve bir kapta karıştırdığımız zeytinyağ, kekik ve tuz karışımı sürülür. İşte hazır oldular bile. Arzu edenler tereyağda kullanabilirler elbette.

10 Eylül 2007

2.Grup 1.Çalışma

Bir kaç gün ara ile yepyeni gönüllülerle 2, grup ilk dersimizi yaptık. Aynen diğerlerinde olduğu gibi çok yorucu ama o kadar neşeli, hareketli bir çalışma daha yapıp gene ik çalışma için çok güzel pastalar süslediler. Onları o kadar önceden uyarmam rağmen bu kadar uzun süreceğini ve yorulacaklarını tahmin etmemişler. Aslında olaya mantık boyutunda baktığınız zaman bu şekilde pasta yapmanın pek akılcı bir tarafı yok. Saatlerce uğraştığınız şey bir kaç dakika içinde bir kaç takdir cümlesi eşliğinde mideye indiriliyor. Ama hayatta hiç bir şeyi sadece mantıkla açıklayamadığımız gibi pasta yapmanın insana verdiklerini de bu işi yapmadığınız sürece ifade edemeyiz. Aslında olay bir hobi uğraşı olarak ele alınığında kabul edilebiliyor. Kafanızın ve bedeninizin sadece yaptığınız bu işe yoğunlaşarak başka şeylerden arınması bir anlamda terapi oluyor. Yalnız benim için bu derslerle birlikte işin başka bir boyutu daha ortaya çıktı. Ben hobi olarak başladığım ve sürdürdüğüm pasta yapma işini başkalarının da hobi edinebilmesi için harika toplulukların içinde buldum kendimi. Böylece henüz bir senedir bulunduğum bu ülkede bu çalışmalar sayesinde bir sürü yeni arkadaş edinir oldum. Hepsi birbirinden tatlı olan bu bayanlarla pasta yaparken neler konuşup paylaştığımızı bir bilseniz.Hmmm konuyu fazla dağıtmayayım gene. Bu sefer katılımcı olarak 3 kişi, izleyici olarakta 2 kişi vardı. İzleyicilerimizden Kadriye'yi tam anlamıyla yamak olarak kullanıp onu getir bunu götür işlerinde kullandık. Ama en çokta susayanları buz gibi sularla destekleyerek büyük sevap kazandı. Kadriye izleyici ve yamak durumundayken nasıl olduğunu anlayamadan tatlı kızı Belis kıyıdan kenardan katılarak ele geçirdiği her malzemeyle istikbal vaad etti. Meğerse Belis oyun hamurlarıyla oynamayı çok severmiş. Bu durumda bizim mutfakta onun için nimet oldu.Herkes kekini kendi pişirip getirdi. Küçük kek pişirin uyarılarıma rağmen kendince küçük ama bizim için büyük bir kek pişiren Seher gün sonunda niye küçük bir kek istediğimi anladı. Zeynep'çim de kekini verdiğim ölçülere göre büyük gelen bir kalıpta pişirdiği için keki çok inceydi ama devreye hemen Asuman girerek kare pişirdiği kekinin yarısını sınıf arkadaşıyla paylaştı.

Biz gene ganaş hazırladık ve herkes istediği meyvelerle pastasını hazırladı. Pastalar dolapta kendilerine gelirken onlarda ne yapsam telaşına düştüler. Kitaplar karıştırıldı, herkes gözüne kestirdiği bir modele başladı.
Zeynep oğluşu için bir pasta yapmak istediğinden araba, uçak, gemi kalıpları kullanarak hamurları oğlan pastasına yakışacak renklerde seçti. En erken onun süslemesi bitti ve bir ara alın şu pastayı önümden yoksa daha fazla süsleyerek berbat edeceğim paniği yaşadı. Arda onunla çok gurur duymuş ve o günkü en güzel pastayı yapanın annesi olduğuna karar vermiş aldığımız son duyumlara göre.

Asuman kitapta gördüğü bu sade ama göründüğü kadar da kolay olmayan bu pastaya vuruldu. Bire bir yapmak için büyük bir ciddiyetle çalıştı. Hatta modelin üzerinde olan güvercinleri de bir kaç kere yaptı ama unutarak diğer hamur parçalarıyla attı, yılmadı gene yaptı. Yardımcı olmak için benim yaptığım kuşa da bu daha çok ördeğe benziyor deyip reddetti. Ama nihayetinde kuşunu da kondurdu. Fiyonkların hamurlarını ince açtığı için kuruyan kurdelelerin daha kolayca kırıldığını da tecrübeleriyle öğrenmiş oldu. Kırık fiyonklar onun cesaretini kırmak yerine eve gider gidermez yenileri hazırlayıp koymuş pastanın üzerine. İnadına hayran kaldım Asu.

Seher de sanırım en çok şeker hamurunun renklendirmesinde zorlandı. Durmadan bu renk oldu mu diye bize sorup, yok daha yoğurmalısın cevabını alınca offf çekip durdu. O bize hamur açamadığını söylediyse de kendi hamurunu hiç yardımsız açan ve tek başına yırtmadan kaldıran o oldu. Çiçekte karar kıldı ve illa da kelebek istedi. Herkes pastayı çok beğendi ama kelebeklerin biraz fazla olduğu konusu da konuşulmadı değil.
Belis ise kalıplarla, çiçeklerle bir sürü şeyler denedi. Annesine niye sen de yapmadın diye sordu durdu. Ama malesef bizim mutfak 4. bir pastayı kaldıracak kapasite de değildi. Ama onunda eğlenceli bir gün geçirdiğine eminim. Bu arada Kadriye bize yardım etmekle kalmadı o ve Seher güzel sesleriyle kulak paslarımızı da giderdiler.
Her zamanki gibi çok yorgun ama mutlu ve gururlu kadınlar uzun süren bir fotograflama aşamasından sonra ellerinde pastaları evlerinin yolunu tuttular. Ben mi ne yaptım? Yüzümde bir gülümseme mutfağın toplanmasına yardım ettikten sonra kendimi koltuğa attım.

09 Eylül 2007

2. Pasta Çalışması


Dubai'li sultanlar ya da diğer bir deyişle pasta gönüllüleri bu işi bayağı bir sevmeye başladılar, yoksa başka hangi 5 kadın bir araya geldiğinde Ayşen'nin bize açtığı o güzel evinde muhabbet etmek varken gecenin 1.5 'una kadar pasta yapar ki? Evet evet bu sefer ki pasta seansımızı kahkalar eşliğinde tamamladığımızda saatler neredeyse 1.30 u gösteriyordu. Eve geldiğimizde ne kadar yorgun olduğumuzu varın siz tahmin edin. Ama o yorgunluğa rağmen 3. dersi bile planlamaktan geri durmadık.
Bu sefer grubumuz bir önceki dersten dolayı daha bir deneyimli olarak mutfaktaydılar Seda dışında. Üstelik bu sefer hepsi kendi keklerini kendileri pişirip getirdiler. Bu çalışmamızda benim klasik mascarpone peyniri koyduğum kremamı yaptık. Herkes arzu ettiği iç malzemeyi kullandı. Ama herkesin favorisi Ayşen'nin bize iki dakika da hazırladığı fındıklı krokanlardı.
Uzunca bir süre ne yapsam ne yapsam derdi oldu. Sedanın keki kalp şeklinde olduğu için onun böyle romantik bir pasta yapması kaçınılmazdı. Geçen sefer Mine çiçek çalıştığı için ona izin vermedim çiçekli bir pasta yapması için o da bize bu çok şirin ve faideli kitabı seçti. Demet çocuklar olmadığı için özgür iradesiyle çiçek çalışabileceği sapsarı bu modelde karar kıldı. Ayşen ise model çalışacağım dedi başka da bir şey demedi. Ve hamurunda başına gelen onca aksiliğe rağmen iki minik yavrusunu pastasının üstüne kondurabildi. Bir dahaki dersimizde kek yapımına ara vererek sadece modelleme teknikleri çalışmaya karar verdik. Aslında biraz da hem oturarak yapılan hem de muhabbetin yoğunlukta olduğu bir gece geçirmek niyetimiz.
Kısaca özetlemek gerekirse; derse başlamadan önce Ayşen'nin bize hazırladığı masa ve o sıcak ortam nedeniyle her an ders kaynayıp gidebilirdi. Ama benim bayağı sıkı bir hoca olduğum ortaya çıktı ve kimsenin yan çizmesine olanak vermedim. En kaytarmaya müsait kişi olarakta Mine'yi seçtik. Aslında bir de meraklı bir minik Melis'imiz vardı ama aklı biz de kalarak uymaya gitmek zorunda kaldı. Demet her yaptığı çiçeğe bunu kendisinin yapmış olabileceğine inanamayan gözlerle baktı. Seda'nın ise ertesi gün bize aktardığını da anlatamadan geçemeyeceğim, o kadar güldüm ki. Gece eve 2 gibi ulastıgında o kadar yorgunmus ki pastayı basucundaki masaya bırakıp sızmış. Sabah uyandığında minik Mina'nın çıkardığı topları o uyanmadan yapıştırmaya çalışan ama beceremeyen eşi ile karşılaşmış. Ne bilsin adam halbuki işin sırrı bir damla suda.

03 Eylül 2007

Güllerin İçinden

Bu kadar pasta çalışması yapınca insanın elinde krema da kalıyor, meyve de. Bir de hazırda mesela derin dondurucu da küçük bir kekiniz varsa gel de bunları biraraya getirip bir pasta yapma.
Pasta yapmak zaten başlı başına bir macera, bir de öğrenme sürecinin bitmediği hep denenecek şeylerin olduğu bir uğraş bu. Ben de bir süredir boş anlarımda gül denemeleri yapıyordum merakla ve hevesle. Sonra bunları pastamın üzerine koyup size göstermek geldi aklıma. İsmine de MFÖ ye gönderme yaparak "Güllerin İçinden" dedim ki bu pastaya bakarken belki bu güzel şarkıyı da mırıldanırsınız diye.

Bu sefer tarife gerek yok, hepsi daha önce bahsettiğim şeyler. Kaplaması da önceki pastadan kalan ganajın dolapta sertleşmiş hali olup çok hoş ve kalın bir krema oldu, üstüne de çiçekler kondu.