2007 yılındayız ama biliyor musunuz ben ne zamanlardır 1950 ler ve 1960 larda yaşıyorum hayal aleminde. Her şey Sevgili Ayşen'nin ben den eşi ile birlikte kutlayacakları doğumgünleri için 60 lı ve 50 yılları tema alan doğumgünü pastaları yapmamı rica etmesiyle başladı. Fikir harikaydı, bunun pastasını yapmak heyecan vericiydi ama bir o kadar da nasıl yaparım nasıl altından kalkarım sorularıyla dolu günler geçirmek demekti. En uzun kısmı nette ve kitapçılarda o yıllarla ilgili araştırma yapmaktı. 50 li yılları daha çabuk çözdüğümü söyleyebilirim. O yıllara ait spor bir araba
yapmayı planlarken tam da o yılların koleksiyonuna ait iki araba buldum carrefourda. Tamam bu işi çözmüştüm de 60 lı yılları ne yapacaktım. O yıllar hem bana hem de çevremdeki insanlara o dönem kıyafetlerini düşündürüyordu. Bir çok eski resim baktım, netteki siteleri inceledim, Sevgili
Burçin ve
Nur'da bana gönderdikleri resimlerle kafamda yavaş yavaş bir şeyler oluşmasına katkıda bulundular. Bir de 60 yıllardaki televizyonlar, radyolar, telefonlar, plaklar ve pikaplar, puantiyeli mayolar, geniş
çerçeveli gözlükler de model oldular bu pasta da bana. Çok zevkliydi hangi kıyafetlerin pastaya taşınacağına karar vermek ama pek kolay olmadı düşündüğüm şekilde oraya yansıtmak. Gene de hafif bir nostalji havası çıktı ortaya sanırım. Bu pastanın hazırlanması aşamasında bize gelen genç bir arkadaşımıza bu pasta ne pastası sence dediğimizde eski yıllara ait gibi gözüküyor dedi en azından.
Bu pastayı meyveli yaptım, pandispanyasını
buradaki tariften miktarı arttırarak uyguladım. Farklı olarak yumurta sarılarını ve beyazları ayrı ayrı çırpıp dığer malzemeyi ince sarılarla karıştırıp sonra beyazlara ekledim. Krema olarak gene mascarpone, süt kreması ve pudra şekeri ile hazırladığım kremayı kullandım.
Ara katları çilek şurubuyla ıslattım, bir katına muz, kiwi ve şeftali koydum, diğer katında frambuaz kullandım. Bebekler için önceden evdeki bebeklerden alçıya bir kalıp çıkardım ve sonr
a o kalıpla yüz ve gövdelerini hazırlayıp kendi 60 lı yıllar kreasyonumu giydirdim.
Oldukça uzun süren, beni zorlayan bir işlem süreci geçirdim ama ortaya çıkan görüntüden memnun oldum sonuçta. Bir çok detay çok acemice de olsa bir dahakine nelere dikkat etmem gerektiğini öğrendim. Böylee ben de 60 lı yıllardan çıkıp günümüzün 2000 lerine dönebildim.
Tabiki 2000 lere dönmeden önce 50 leri de ziyaret ettim; başımdaki uzun pembe eşarbım, boynumda uzun incilerim, gözüm de kocaman gözlüklerim ile kendimi rüzgarın o tatlı ürpertisine bırakarak çok zevkli bir araba yolculuğu yaptım.
Hayallerimi bir yana koyarsak dikdörtgen pişirdiğim
bu pandispanyayı araba boyutlarında kesince ikinci bir araba için de daha küçük bir parçam oluştu onu mu yapsam bunu yapsam diye düşünüp durduğum iki modeli birden yapıverdim. Bu pastam yoğun çikolatalı oldu, bir katı çikolata parçalı ve tarifini
Hanimişten aldığım bademli krokanlı diğer katı ise frambuazlı oldu. Bu sefer yukarıdaki kremaya az pudra şekeri eritilmiş bir sürü çikolata katarak çikolatalı krema yaptım. Keklerin içini kremaladıktan sonra üstte krema sürme aşamasına geçmeden önce kekleri traşlayarak, ortasını oyarak istediğim şekli verdim, bazı yerlere marzipan takviyesi yaptım. Sonra kremalarını sürerek dolapta beklettim.
Süsleme aşaması da yapımı da tahminimden daha kolaydı. Yalnız iki noktada hata yaptım onu da paylaşmak iştiyorum ki siz de yapacak olursanız dikkat edin. Arabaları kapladıktan sonra üzerlerindeki çizikleri yapmak için hamuru kurutmadan yani henüz kaplamışken yapmak çok daha iyi olurmuş.
Ben bir iki saat sonra yaptığım için o ince çizgi efektlerini yaparken hamur bazı yerlerden çatlama eğilimi gösterdi, kurumadan olsaydı başıma gelmezdi sanırım. Bir de benim ilk katım frambuazlıydı ve tekerlerk oyuklarını açınca oradaki frambuaz o o yuklardan hafifçe taşıp o bölgedekş şeker hamurunu hafifi ertitti.
Ama şansıma daha iç bölgede kaldığı için pek belli olmadı, demek ki bu tarz bir meyce şeker hamuru için iyi değilmiş bundan sonra daha dikkat edilmeye karar verildi. En zorlandığım kısım arabanın iç aksamıyla uğraşmak oldu. Üstü kapalı bir araba yapsaydım daha rahat olurdu sanırım.
Evett bu kadar eski yıllardan bahsettikten sonra siz de o zamanlara bir uzanmış gibi oldunuz değil mi?
Ayşencim sana da eşine upuzun, mutlu, sağlıklı ve bu pastalar gibi tatlı ve eğlenceli bir ömür diliyorum.