Bu başlıkta ne manaya geliyor diyenler için kısacık bir açıklama yapayım öncelikle. Sinemis bizim yakınlarda doğacak olana ama henüz anneciğinin karnındaki güzel bebeğimiz. Bu kadar kozmopolit bir toplumda yaşıyorsanız bizim gibi, hem olanca hızıyla kendi geleneklerinizi sürdürmeye çalışırken hem de diğer kültürlerinde işinize gelen kutlamalarını içinize alıveriyorsunuz. İşte "Baby Shower Party" de öyle bir şey. Bebek bekleyen anne için düzenlenen, ona hediyelerin ve güzel dileklerin verildiği, yenilip içildiği ve bol bol muhabbet edildiği bir güzel adet işte. Canım zaten hediye alınan bir kutlama nasıl kötü olabilir ki? Bizde yapılan doğum sonrası bebek kutlamalarının ilk başladığı anlar da diyebiliriz. Bir çeşit anneye yardım yağdırma olarakta düşünülebilir. Mesela dün anneciğe gelen hediyelerden eminim onun almayı planladığı bu sayede o bütçeyi başka şeylere kaydırabilecği hediyeler olmuştur. Yani hediyeyi peşin peşin alıyorsun öyle bir şey işte. Zaten tüm bunlar yüzünden bende karar veremedim bu pastayı hamileliğinin keyfini çıkaran anneye mi yoksa içerde hala keyif çatmakta olan bebeğe mi ıthaf etmeli?Günün anlam ve önemine ilişkin sözleri söyledikten sonra asıl konuma dönebilirim. Ben bu tatlı olacağına emin olduğum bebeğin annesini Dubai'ye yeni geldiğim ve fazlaca kimseleri tanımadığım zamanlarda teklif ettiği bir kahve içme teklifiyle tanıdım ve uzattığı dostluk elini keyifle yakaladım. Bebek sahibi olmanın tüm güzelliklerini (bakın zorluklarından asla bahsetmiyorum bu yazımda) iki kere yaşamış biri olarak onunda anne olacak olası beni çok mutlu ediyor. Sebnem'in ve Can'nın Senemis için harika ebebeynler olacağından hiç kuşkum yok. Tek dileğim onu sağlıkla kucaklarına aldıktan sonra benim de onların mutluluğunu izleme fırsatımın olmasıdır.
Elbette ortada bir bebek partisi olup söz konus bir bebek pastası olunca geri durmam düşünülemezdi. Pastaya talip olduğum gibi o gün evine gelen konuklarına vermesi için de minicik kurabiye paketleri hazırladım çok büyük bir keyifle.
Pandispanyasını biri kakaolu biri portakallı olmak üzere iki kere pişirdim, onları katlara ayırarak bir kakolu bir sade olmak üzere dizdim. Aralarına da mascarponlu kremamdan serdim bolca muz, kiwi ve damla çikolata eşliğinde. Sonunda beni bile dehşete düşüren büyüklükte bir pasta çıktı ortaya. Biraz yüksek olsun derken ben eni konu iri bir pasta yaptım çıktım. Şunu bir kez daha anladım ki benim gözüm doymuyorrrrr.
Herneyse gene keyifli bir uğraşmanın sonunda keyifli bir bir buluşma için hazırlandı ve adet te yerini buldu. Zaten pasta yapmanın güzelliği de ucunda özel günler ve kutlamalar olması değilmidir zaten?