Hayatımda süregelen yoğunluk ve koşuşturmaca buraya istediğim sıklıkta tarif yazmama engel olduğu gibi her bir tarifini severek eklediğim bu yemek bloğumun da 1. senesini doldurduğunu bana unutturdu. Aslında unuttum demek haksızlık olur çünkü günlerdir aklımda ama fırsat bulup şüyle güzel bir pasta yapıp geçen bir seneyi sizinle paylaşmak kısmet olmadı. Baktım bu kutlama için bir pasta yapabilmeyi beklersem işin anlamı kalmayacacak nasıl olsa ben de hazır yapılmışı var deyip iki ay önce yaptığım ama bir türlü yayınlayamadığım bu lezetli pastayı paylaşmak istedim.
Yemek blogları dünyasına girmeden önce oldukça tutucu olduğunu düşündüğüm damak zevkim gelişti, çeşitlendi yeni tatlara yelken açmak için sürekli bir istekle dolup taştı. Burası bana kendi mutfağımızdan başka mutfaklarda da neler olduğunu, dünya mutfaklarını da denemenin çok güzel olacağını, bir yemek kitabını saatlerce okuyup aynen bir romandan alınan keyfin alınabileceğini öğretti. Bu merak sayesinde de gittikçe genişleyen bir yemek kitapları kütüphanem oldu. Bir de bir de burası bana pasta yapmayı, daha güzeline ulaşmak için uğraşmak gerektiğini, yaptığın bir pastayı paylaştığında ihtiyaç duyduğun beğeniyi almanın inanılmaz hazzını, aynı zevkte burada buluştuğun insanların başkaları için anlamsız ama sizin için çok önemli bir püf noktasının değerini bilmelerini, güzel insanların takdirlerini, yüce gönüllülüklerini ve payşlaşmanın ne demek olduğunu gösterdi bana. O yüzden burada sizlerle olmaktan, okunmaktan, yaptıklarımın beğenilmesinden, denenmesinden o kadar mutluyum ki tüm bu duyguları da paylaşmadan edemedim. Geçen bir yıl da kendi mutfak becerilerimdeki gelişim için tüm yemek bloglarına teşekkür ediyorum.
Mesela bu son bir seneden önce asla aklıma portakallı bir pasta hazırlamak gelmezken, değişik şeyler yapabilmek adına evce çok beğendiğimiz bu pasta çıktı ortaya. Yani bu pasta tam anlamıyla portakallı pasta. Bir kere pandispanyası bol portakallı, kreması hem poratakal sulu hem de minik rende portakallı, ee içi dilimlenmiş portakallar, süslemesi desen öyle.
Uzun lafın kısası mutfak bir deney laboratuarı gibi, yeterki vakit geçirmekten çekinme böylece ortaya daha önce hiç bilmediğin enfes şeyler çıksın. Bunun için de aynen benim gibi hem yemek kitaplarından, hem birikiminden, hem de ve de özellikle yemek bloglarından yardım alıp yepyeni bir dünyaya kapılarını aç. Akşam Menüsüne nice yıllar.