Bir kaç gün önce eşim ve benim için önemli bir günün yıldönümüydü. Ben de ona bu gün için bir pasta yapmaya uzun süre önce karar vermiş ve Allison Wilkinson'nun Fantasic Party Cakes isimli kitabında gördüğüm bu öpücüklü pastanın günün anlam ve önemine de uyacağını düşünmüştüm. Ama elbette bu gün için iki pasta birden yapmak planlarımda yoktu ama her zaman her şey planlanan gibi gitmiyor işte. Bu pastayı yapayı çok istiyor olsam da kafamda hep bir soru işareti vardı. Görkem uzun süredir bana sitem ediyordu hep şeker hamurlu ya da çikolatalı pasta yaptığımdan, kendi kremalı meyveli hafif pastaları severde. Düşündüğüm bu pasta konsepte çok uygun düşse de bir yanımda tam da onun istediği gibi bir pasta yapmam gerektiğini söylüyordu. Bir problem de pastanın ona hissettirilmeden yapıp saklanması gerekiyordu. İşte böyle ne yapacağımı bilmez duygularla bir gün önce işten eve gelirken en doğrusunun onun sevdiği pastayı yapmam olduğuna karar verdim. Eve gelince hızlıca pandispanyayı çırptım ve fırına verdim ki Görkem işten gelmeden
pişsin ve ortadan kalksın. Ama oluşacak kek kokusunu da yok etmek için kekin pişiminden hemen sonra balık pişirmeye karar vermiştim ki kekin kokusunu bastırsın. Her şey yolunda gibiydi ama zaman daralmaya başlamıştı daha balık pişecek ve biz yemek yiyecektik. Kürdan testi başarılı olunca kek fırından çıktı kalıbıyla bir yere konuldu ve yemek telaşına geçildi, o sırada da O geldi. Yemek esnasında bir ara keki kontrol etmeye gittim hem de kalıptan çıkarmak istedim ki o ne kekin ortasında kocaman bir yuvarlak delik açılmış ve içinde de pişmemiş kısımlar görünüyor. Hem yeniden fırına saldım ama kurtarabileceğimi pek sanmıyordum. Bu arada da Ezgi kekin yapılışına katkıda bulunmuş,babasına süprz olduğunu öğrenmiş ve söylememek üzerede söz vermişti. Ama ne mümkün durmadan konuyu söylemeye çalışıyor biz de engellemekle uğraşıyorduk, Allahtan sonradan
unuttu. Ben bu keke güvenemediğim için bir tane daha yapmaya karar verdim bu arada. Sofradan kalkınca yemek yapma bahansi ile mutfakta bir pandispanya daha hazırlayıp fırına koydum ama bu sefer Görkem durumu anlayacak diye endişelendim hatta anladığını ama anlamamazlıktan geldiğini düşünüyordum. Sonuçta ikinci kek te pi şti ve ilki de ortasındaki deliğe rağmen kurtarıldı. Bu durumda kalp şeklinde iki pandispanyam ve aslında da iki tane pasta fikrim vardı. Benim gibi durumları abartmayı seven biri için bu sadece bir anlama geliyordu ikisi de yapılacaktı. Ve nihayetinde ev de herkes yatınca mutfakta pasta maceresı başladı.Pandispanyaları Carol Deacon's un Party Cakes for Children kitabındaki Madeira kekinden yaptım. Çok ama çok başarılı oldular çok tavsiye ederim.
Pandispanyası (kalp kalıp için);
4 yumurta
200 gr margrin ya da tereyağ
200 gr şeker
4 yumurta
250 gr un
2 yemek kşığı süt
kabartma tozu
portakal aroması
yarım çay bardağı portakal suyu
Oda ısısındaki margarin ve şekeri krema kıvamına kadar çırpın. İçine unu ve kabartma tozunu eleyerek koyun, portakal suyunu ve esansını ilave edin. Ayrı
yerde çıptığınız yumurtaları da ekleyin ve yağlanmış kalıbınıza koyup fırına verin. Benim kalp kalıbım aliminyumdu ve içine yağlı kağıt döşedim ve çok başarılı bir şekilde kalıptan çıkardım. Keklerden biri için portakal ve esansını kullandım ama o kekin ortası çökünce acaba fazla ıslak oldu onda mı diye düşünüp öbürüne portakal suyu koymadım. Siz arzu ederseniz başka aromalarda kullanabilirsiniz.İç malzemesi;
Neredeyse bulduğum bir çok meyveyi kullandım. ikisinin de içi aynıydı. Dondurulmuş frambuaz, çilek, kiwi, muz, ananas ve konserve şeftaliyi ufak ufak doğradım iç katlara yaydım. İç katları şeftali konservesinin suyula ıslattım. Bu arada kekleri 3 kata böldüm.
Kreması;
Bir önceki çikolatalı pastamda kullandığım mascopone peynirinden kullandım bu seferde. Marketten alığın süt kremasının biraz daha mayonez kıvamına yakın olan kreaması ile 250 gr mascorpone peynirini karıştırıp kıvamını istediğim hale getirene kadar pudra şekeri ilave edip karıştırdım. Evde frambuaz esansıda varda biraz da ondan ekledim. İç katlara da bu kremadan kullandım.
Şeker hamuru ile kaplayacağım pastanın en üst kremasını az sürdüm, diğer pastayı ise krema yettiğince müimkün olduğunca kalın krema ile kapladım. Kenarları tam arzu ettiğim kadar pürüzsüz olmayınca bademle kapladım. İki pasta da o gece dolapta kaldı, kremaları dondu ve süsleme kıvamına geldi. Ertesi gün işten gelince önce şeker hamurunu açtım kapladım, itiraf etmelyim ki çok hatalı bir kaplama oldu ama süslemesiyle hataları büyük ölçüde kapattım. Bir gece önce hazırladığım dudakları azıcık suyla yapıştırıp royal icing ile diğer süslemeleri yaptım. Sonra da diğer pastanın meyvelerini yerleştirdim.
Ve nihanyet Görkem eve geldi ve dışarda duran şeker hamurlu pastayı gördü, şaşırdı, ne zaman yaptığımı sordu, meğerse bir gece önceki ev de olan telaşın o hiç farkına bile varmamış. Sonra ikinci pastayı da göterdik hep beraber kesip yedik. Gerçekten çok ama çok güzellerdi. Hatta bu iki pastayı kim yiyecek bizim evde diyorduk. Ama ertesi gün birazını iş yerine götürdüm gerisini biz seve seve tükettik. Hatta dolapta hala var ve bu post bitince hemen gidip yiyeceğim.
Gelelim notlarımıza;
1-Keklerimizi dar zamanlarda yapmamaya özen göstereceğiz
2-Eğer karışık meyveli bir kek yapıyorsak içine frambuaz karıştırılmamasını tavsiye ederim. Çok hoş bir lezzet olsa da tüm diğer meyveleri mora boyadı. Frambuazı tek başına kullanmak daha başarılı sonuçlar verecektir.
3-Mascarpon peyniri ile yapılmış kremalara devam, çok lezzetli ve hafif oluyor. Ama bulamazsanız krem şanti ya da pastacı kreması da işiniz görür.
4-Öpücüklü pastanın yanındaki kalpleri ise Ezgicim babası ile benim için özel olarak imal etti.


Bilmeyen olabilir diye söylüyorum çünkü ben de yeni öğrendim bu mascarpone kaymak tadına güzel bir peynir, daha fazla bilgi için 













* Hamur iyice yoğurulduktan sonra, yuvarlayıp bir kabın içerisine koyun ve üzerine çok az un eleyip ıslak bir bez örterek karanlık bir yerde dinlenmeye bırakın. 




* Bir gün önce levye aldığım için iki kekide kolaylıkla iki parçaya ayırdım. İkinci kekin sadece bir katını arada kullandım diğer katını başka bir işte kullanmak için ayırdım.























