26 Nisan 2008

Oynaya oynaya gelin çocuklarrr..!!! el ele el elee veriinn çocuklar...!!!

Tüm dünya çocuklarının ulusal egemenlik ve çocuk bayramıınıı yürekten kutluyorumm.::)))) Bu pasta her ne kadar bu amaçla yapılmadıysa da ogün 3 yaşına basan yeğenimin doğum günü pastası olmakla birlikte ister istemez 23 Nisan gününün anlam ve önemi de kendiliğinden yansıdı pastamıza...

Akşammenüsünün ilk zamanlarında bendeniz Elif ablam Nükhet e bir kaç tarifle birlikte eşlik etmiş ancak onun özellikle şeker hamuru konusunda çok hızlı ve başarılı tırmanışı sonucunda kendisinin hızına yetişemeyerekk pes etmiş ve hatta blogundan ismimi silmesinin doğru olacağını düşünmüştüm.. Baktım hala blogunun başında ismin yazılı madem öyle sıvadım kolları şeker hamurlu pasta denemelerine...
Nasıl mı? Bir gün tlf daki ses pastaland dan aradıklarını ve günebakan tarlaları Hülya nın ertesi gün şeker hamuru kursu vereceğini ve benide davet ettiklerini bildiriyordu.. Büyük bir sevinçle daveti kabul ettim ve ertesi gün soluğu pastaland de aldım. Hülya Hn la tanışmış ve aynı ortamda kahkahalar eşliğinde yaptığımız modellemelerle keyifli bir gün geçirmiştik.. Kahh.. yaptığımız ineklere kah... uğur böceğinin bakışındaki ifadeye güldükk..eğlendik.. Pastaland a ve Hülya Hn a buradan teşekkürlerimi iletiyorum bu vesile ile..:)
Buradan almış olduğum şevk ve cesaret ile yeğenimin 2 hafta sonraki 23 nısanda kutlanacak olan doğumgünü pastasını kendim yapmaya karar verdım.. Ve işte pastamızın tarifi ve oluşan kareler..
Pastamızın keki ablamın çoğu pastalarında kullandığı Emel Başdoğan ın şuradaki pandispanyasından. Yalnız pastanın bıraz kalın olması için ölçüleri 6 yumurta değilde 9 yumurtaya göre artırarak kullandım..İç kreması ise Goofy pastasının içinde kullanılan ve yine menşe-i Emel Başdoğan a ait vanilyalı krema ile Zinnur a ait çikolatalı ev yapımı pudingden meydana geliyor..
İçi krokantlı .. 1 bardak antep fıstık kırığı , 1 bardak fıntık kırığı ve 1 bardak ta toz şekeri 1 tatlı kaşığı tereyağ ile kısık ateşte şekerler eriyip sertleşene ve kokusu çıkana dek teflon tavada kavurdum.. Kekin ilk katını portakal reçelinin suyu ile hafif ıslatıp vanilyalı kremayı üzerine krokanları ve üzerine bitter çikolata parçaları koyup kekin ikinci katınıda reçelle ıslattıktan sonra bu sefer çikolatalı kremayı ve yıne bol krokanı döşeyip bir miktarda beyaz çikolata parçaları serpip son kat ile pastayı kapattım . Gecenin bir yarısı pastanın en üstüne ganaj yapmayı üşendiğimden artan çikolatalı kremadanda ince bir astar çektim. Ne yalan söylimm.. benim gibi çikolata hastası biri için mükellef bir ziyafetti..


Ve gelmiştim benim için işin en zor ve en riskli bölümüne. Bir gece önceden kurabiye kalıpları yardımıyla hazırlamış olduğum renkli bebek figürlerini beyaz bir zemin üzerine oturtmalıydım ve pastanın üst kreması çikolatalı olduğu içinde şeker hamurunu çok ince açmamalıydım ki hem zeminin koyu tonu şeker hamurundan sızmasın hemde yırtılmasın .. Ve işte benim için çok başarılı bir kaplama ::))) Sonundaa başardımm hemde en küçük bir hata yok ne yırtılma ne katlanma .. ne küçük bir iz..::)) Ve sabahın 4 unde yapılan bu çalışmaya büyük bir zevkle bebeklerimide eklemiş ve ezan sesi ile birlikte mutlu tebessüm dolu gözlerle yatağıma doğru yol almıştım... Ablaaaa... nasıl sınıfı geçtim mii??::))))


Bir dünya bırakınn..biz çocuklaraa.. ıslanmış olmasınn göz yaşlarıylaa.. Oynaya oynaya gelin çocuklaaar.. el ele el ele verin çocuklaaarr..!!!

14 Nisan 2008

ANNE KIZ

Lezzetli bir zencefillli kurabiye, ayrı ama yakın zamanlarda kutlanan anne kız doğum günü, küçük kızların favorisi bir barbie pasta ve hepsi Lila renginde. Neden mi? İnanın onlara bu renk çokkk yakışıyor. Ve ben onları çok seviyorum. İyiki doğdunuz ve yaşamıma dokundunuz.

06 Nisan 2008

KURABİYE CANAVARLARI

Biz burada çok güzel bir etkinlik gerçekleştirdik geçen haftalarda. Burada ihtiyaç listesi bildiren öğretmenlerimizden birinin çağrısına kulak verdik ve bir yardım pikniği organize ettik. Ama bu yazıda asıl konum bu piknik değil, asıl mesele çocuklarımızın başka cocuklar için düzenlenen bir organizsayona dahil edilmesinde. Biz istedik ki onlar da toplayacağımız bu yardım parası için katkıda bulunsunlar, daha şimdiden başkaları için de bir şey yapabileceklerinin bilincine varsınlar. Bu amaçla aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu çocuklar ve kadınlar bir araya geldiler ve bir kurabiye atolyesi oluşturdular. Evlerden pişip gelen bir sürü kurabiyeyi neşe içinde süslediler. Neredeyse tüm çocuklar kurabiyeleri ne amaçla süslediklerini biliyorlardı. Ve bu takdir edilesi davranışları yüzünden de üstlerinde "BEN BUGÜN BİZ OLMAYI ÖĞRENDİM" yazılı madalyalarını gururla birer birer aldılar. İnanamazsınız onların yaratıcılıklarına, hiç ummadığım sayıdaki kurabiyeleri süper bir konsantrasyonla dekore ettiler. Ama şunu da belirtmeden duramayacağım anneleri de bu işe bayıldılar araya kendi yaptıkları kurabiyeleri sıkıştırdılar.
Kurabiyelerin süslenmesi bitip de süslemeleri kuruyunca geride kalan anneler onları bir güzel alladılar pulladılar, ertesi gün için görücüye çıkacak bir gelini hazırlar gibi gayret gösterdiler. Çok yorucuydu herkes için ama o kadar güzeldi ki. Ertesi günü yapılan pikniğimizde de tüm çocuklar hazırladıkları kurabiyeleri kendileri satarak paralarını bizlere taşıdılar. Ve o kadar güzel yürekli anne, baba, abla ağbi vardı ki o piknikte tüm hepsini belirlediğimiz fiyatın çok üstünde paralara satın aldılar. Çocukların o paraları kazanmalarını ve bizlere gururla getirmelerini görmenizi çok isterdim. Gerçekten de tüm kurabiyeler satıldı ve çok güzel bir para toplandı.

Kimdir bu güzel çocuklar derseniz aşağıda hepsini görebilirsiniz. Benim o gün onlar çalışırken, yaptıkları işin bilincinin farkında olmalarından, ciddiyetlerinden ve satıştaki heveslerinden dolayı yüreğim sevinçle doldu taştı tıpki o gün orada olan herkes gibi. Gelecek bu çocukların elinde umarım ki çok daha güzel olacak.




Pasta Gönüllülerinden

Akşam Menüsünü takip edenler bilir. Ara ara buradaki bayanlarla biraraya gelip pasta çalışmaları yapıyorduk. O çalışmalar sonlanmış değil ama asıl bahsetmek istediğim bu çalışmaları birlikte yaptığımız arkadaşlarımızdan bazılarının bu işi devam ettirdikleri.Mesela Asuman, birlikte yaptığımız bir iki çalışmadan sonra azimle uğraştı hatta üstüne kursa gitti ve şimdi çok güzel kremalı pastalar yapıyor. Geçenlerde biraraya geldik ve easter için çok güzel bir kurabiye süsleme çalışmasında ona yardım ettik. Birbirinden cici kurabiyeleri Asumanın becerikli elleriyle paketleyip sunuşuna bayıldım. Okuldaki bir etkinlik için yapılan bu kurabiyeler oradaki masalar içinde en ilgi çekici olanlardı inanın.
Sonra Mine, birlikte yaptığımız derslerden kısa bir süre sonra hemen eşinin doğumgünü için bir pasta hazırladı. Öyle büyük bir pastayı kaplamasına ve buna cesaret etmesine hayran kalmamak elde değildi. Mine'nin bu işe ilgisi sadece bu pastayla sınırlı kalmadı. Hem ortak yaptığımız pastalarda çok güzel figürler çıkardı (bkz noel babanın yanındaki geyik) hem de gelecek yazımda bahsedeceğim miniklerin kurabiye süsleme organizasyonunda çok güzel eğitmenlik yaptı.
Ayşen de bu yukarıda gördüğünüzden başka bir çok pasta daha yaptı sevdiklerine, ama bu pasta geldiği son nokta olduğu için, ve yapıldığı aileyi birebir yansıttığı için buradan ben de paylaşmak istedim sizlerle. Sizce de tam bir profesyonel işi olmamış mı?
Onları şeker hamuru ile tanıştırıp bu işe merak salmalarına bir nebze katkıda bulunduğum için benim de içimi büyük bir mutluluk kaplıyor onların yaptıklarına bakarken.
Ellerinize sağlık kızlar.

Dünyayı Güzellik Kurtaracak

doctus

"Dünyayı güzellik kurtaracak
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey"
diyor Zülfü Livaneli türküde. Ama sanırım insanı sevmenin yolu da çocuğu sevmekten geçiyor. Bir çocuğu sevmeyen, ona kötü davranan ya da bir şekilde istismarına neden olan herkes dünyanın yokoluşuna, etrafımızı gittikçe saran kötülüklerin artışına katkıda bulunuyor demektir. Ama daha da önemlisi çocuğa yapılan her istismar onun kişisel tarihine derin, kötü bir iz bırakmak demektir. Kendini savunmaktan henüz aciz yavrularımıza yapılan her türlü istismarı kınıyorum ve "Çocuk İstismarını Durdurun " diye haykırmak istiyorum.
Doctus sitesi bu konuyla ilgili "Dünyayı Güzellik Kurtaracak"isimli mimi başlatmış. Elbette ben de iki çocuk annesi olarak Sevgili İpek'in çağrısıyla bu mime katılmadan edemedim.
Bu konu kendimde bir özeleştiri yapmamı sağladı. Evet belki ilk aklımıza geldiği şekliyle bir istismar sözkonusu değil çocuklarımıza ama ben ve bir çok ebebeyn hayatımızın günlük koşturmacaları, iniş ve çıkışları içerinde tamhammül gücümüzün yerlerde süründüğü saatlerde, normalde daha hafif atlatılabilecek bir durumu, çocuklarımıza gereğinden çok kızarak, bağırarak, sanki günün yorgunluğunu onlardan çıkararak yaşıyoruz. Bu mim bana bu konuda daha dikkatli olmamı söyler oldu şuradaki çocuk istismarı afişini gördüğümden beri. O yüzden sizinde
dikkatinizi bu noktaya çekmek istedim.

Mim'in gereklerinden biri de çocukluğumuza ait hatırladığımız bir şarkıyı yazmak. Aslında ilk olmasa da cocukluğum ve şarkılar deyince aklıma gelen Bursa'da annemle birlikte katıldığımız kına gecelerinde söylenen türküler, şarkılar. Geneli insanı şıkır şıkır oynatan, bir kaçı ise gelini hüzünlendirmek iiçin söylenenlerden. Ama ben buraya okul yıllarıma ait bir şarkıyı yazmak istedim. Çocukluk şarkısı denince ilk aklıma gelenlerden.
ILGAZ
Ilgaz Anadolu'nun
Sen yüce bir dağısın
Baharla yeryüzünde
Güzellerin bağısın
Yalçın kayalıkların
Göklere yükseliyor
Senin dumanlı başın
Bulutları deliyor
Yükseklerden akıyor
Ne güzel berrak sular
Eteklerinde otlar
Sürülerle kuzular

Kimbilir belki de hiç müzik yeteneği olmayan benim flütle çalabildiğim ilk ve tek şarkı olmasıdır bu şarkıyı özel yapan benim için.
Ve zinciri koparmamak için ben de bu mime taze blogculardan Eda'yı ve eski blogculardan Nezaket'i davet etmek istiyorum.